Yeşilyurt ilçesi ve Gündüzbey mahallesi yeşili, suyu ve yöresel lezzetleriyle tanınır. Dalbastı kirazını da unutmamak lazım…
Gündüzbeyin buz gibi içme suyunu içmeye, almaya çevre il ve ilçelerden bile gelenler olur. Suyu boldur… Ama bu bolluk nereye kadar? Biz kaynaklarımızı hoyratça tüketmeye, israf etmeye devam edersek boşa giden bu suyu belki de kısa süre sonra bulamayacağız.
Mahallenin tarihi konakları ağır hasar almış ve içler acısı halde… Geride kalan yaşam izleri arasında ayakta durmaya çalışan bu harabeler devlet tasarrufuyla rezerv alan içerisine alındı… Ancak yüreklerimizi sızlatan tek şey buram buram Malatya tarihi kokan bu evlerin depremlerde harabeye dönmesi değil. Evlerin içerisinde, çoğunlukla avlusunda bulunan içme suyu borularının muhtemelen depremlerden sonra hasar alarak patlaması ve içme suyunun boşa akması…
Avlu içerisine girdiğimiz birçok tarihi binanın su boruları patlamış ve buz gibi Gündüzbey suyu boşa akıyor.
Üstelik suyu boşa akan tek ev o da değil.
Sokak içerisinde depremden hasar alan boru hatlarından da su kaybı oluyor.
Yüreklerimiz sızlarken aklımıza şu sorular geliyor; Kaybolan her bir damlasının bile yerine yenisini getiremeyeceğimiz bu suların boşa aktığını yetkililer görmedi mi? Gördüyse neden müdahale edilmedi? Bu evler yeniden ayağa kaldırılana kadar bu sular boşa akmaya devam edecek mi? Ve bu soruları yanıtını Malatya kamuoyuna kim verecek? Bu vebalin altında kimler kalmaya devam edecek?