Türkiye’den Türkmenistan’a sevk edilecek fidanların, ülke genelinde yürütülen ulusal ağaçlandırma ve ekosistem restorasyonu çalışmalarında kullanılacağı bildirildi. Sevkiyatın, kurak ve yarı kurak koşullara uyumlu, kuraklığa dayanıklı başta ardıç, servi ve mazı türleri olmak üzere ağırlıklı olarak iğne yapraklı türlerden oluştuğu belirtildi. Tümü tüplü ve dikime hazır olan fidanların, zorlu iklim şartlarında yüksek tutma potansiyeline sahip olduğu vurgulandı.
Bu ayni katkının, Orta Asya ülkelerinde sürdürülebilir orman yönetimini desteklemek, çölleşme ile mücadele etmek ve iklim değişikliğine uyumu güçlendirmek amacıyla yürütülen FRIENDS Projesi’nin somut çıktılarından biri olduğu ifade edildi. Teknik bilgi ve uygulama deneyimlerinin paylaşılmasıyla FAO–Türkiye Ormancılık Ortaklık Programı’nın, Türkmenistan başta olmak üzere Orta Asya ülkelerinde peyzaj restorasyonu ve dirençli ormancılık uygulamalarının gelişimine katkı sunduğu kaydedildi.
“50 Bin Fidanı Türkmenistan’a Uğurluyoruz”
Malatya'daki Orman Fidanlık Şefliğindeki üretim merkezinde fidanların tırlara yüklenmesi sırasında konuşan Elazığ Orman Bölge Müdür Yardımcısı Osman Hasırcı, dost ve kardeş ülke Türkmenistan’ın talebi doğrultusunda Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından 50 bin adet farklı fidan türünün bugün Türkmenistan’a uğurlandığını belirterek, bu çalışmanın bölgesel iş birliği açısından önemli olduğuna dikkat çekti.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Orta Asya Alt Bölge Ofisi’nde görev yapan Ormancılık Uzmanı Burak Avcıoğlu ise yürütülen çalışmalar kapsamında Tarım ve Orman Bakanlığı ile gerçekleştirilen iş birliği çerçevesinde Türkiye’den Türkmenistan’a 50 bin adet fidan sevkiyatının gerçekleştirildiğini söyledi.
Avcıoğlu, “Bu fidanlar, Orta Asya’daki Türk Cumhuriyetlerinde yürütülen restorasyon ve orman rehabilitasyonu çalışmalarına katkı sağlamak amacıyla planlandı. Kuraklığa dayanıklılığıyla öne çıkan ardıç, mazı ve servi türleri, Türkmenistan’ın farklı bölgelerinde uygulanacak restorasyon projelerinde kullanılacak. Çalışma ile iklim değişikliğiyle mücadele, bozulmuş alanların yeniden kazandırılması ve bölgesel ekosistemlerin güçlendirilmesi hedefleniyor” dedi.
Yetkililer, uluslararası iş birliği temelinde yürütülen bu sürecin, ilgili ülkeler açısından uzun vadeli çevresel ve ekolojik faydalar üretmesinin öngörüldüğünü ifade etti.